Bu Çocuğu Bana Emanet Eyleyin
29 Eylül 2018 Cumartesi
1593 Görüntülenme
Seyyid Yahya Şirvani, çocukluğunda bir gün annesiyle birlikte bir yere giderken yolda bir anda bir zat zuhur edip Seyyid'in elline yapışır. Annesinin gözü önünde onu havaya kaldırıp bir anda gözden kaybolur.

Annesi o şaşkınlık içinde bulunduğu yerden bir yere ayrılmaz ve akşama kadar oracıkta bekler. Karanlık basınca üzgün bir halde evine döner. Bir de bakar ki Seyyid yanında oturmaktadır. Yine şaşırmış bir halde Seyyid'e sorar
-Hay oğul, sen nerelerde idin, nereye gittin ?
Seyyid :
-Vallahi o zat benim elimden tutar tutmaz kendimi havalanmış buldum. Sonra gözlerimi açtığımda kendimi ümmetin seçkini ve sadatın büyüklerinin hazır olduğu, ortasında bir şamdan gibi etrafı manevi nur saçan zata doğru beni de ortalarına alarak gittiler. Bana iltifatlar ve hayır dualarda bulunduktan sonra, içlerinden biri ayağa kalkarak, orada oturan, etrafa nurlar saçan o nurani zata seslenerek:
- Sultanım, bu çocuğu bana emanet eyleyin, diye rica etmesi üzerine, beni o zata teslim ettiler. O zat da bana dönüp:
-Haydi seni bekleyen validenin yanına git. Zamanı geldiğinde ben seni gelir bulurum, dedi. Ben de bir anda kendimi burada yanında buldum der. (Lemazat, s. 396.)
Daha çocuk denecek yaşlarda bilgiye teşne olan ve irfan ehline büyük bir muhabbet besleyen, sülük çıkarıp velayet ehli arasına karışmak arzusu içinde olan Hazreti Pir'in, Şeyh Sadreddin'e bey'atıyla ilgili vesile ve gördüğü mana fevkalade ibretlidir. Şöyle ki, Seyyid Yahya gençliğinde, çok küçük yaşarından itibaren şeriat ilimlerini ve yol (tarikat) sırlarına aşina idi. Kendisi şeyhlere ve tarikatlere büyük sevgi beslerdi. Bu sebeple bize de sülük etmek ve tarikat nasip olsa diye niyaz edip gece gündüz dua ederdi. Bu hali sebebiyle velayet ehli ona yardıma koşmuşlardı.
Piri Halveti Seyyid Yahya Şirvani Kitabı Mustafa Tatcı - Ümit Akdemir